Silivri Belediye Başkanı ve İBB MHP Grup Başkanvekili Volkan Yılmaz, Yenikapı’da gerçekleştirilen İBB Meclisi Temmuz ayı 3.oturumuna katıldı. İSKİ Genel Kurulu’nun da yapıldığı oturumda “Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği” ve “2020 Yılı Su Satış ve Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli Tarifeleri” görüşüldü.

Su tarifeleriyle ilgili konuşma yapan Başkan Yılmaz, köy yaşantısının devam ettiği mahallelerde indirimli tarifeden su kullanımıyla ilgili taleplerini tekrar dile getirdi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçiler ile Nişantaşı’nda havuzunu dolduran kişilerin aynı tarifeden su kullanmasının doğru olmadığını hatırlatan Başkan Yılmaz, 2019 yılı Kasım ayında Meclis’e verdikleri teklifin geçerli olması için çağrıda bulundu. İBB Meclisinin ve İSKİ yönetiminin bunu sağlayacak yetkisi olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, TBMM’den yasa geçmesini beklemenin zaman kaybı olduğunu dile getirerek şunları söyledi:  


“Sayın Başkanım, kıymetli meclis üyesi arkadaşlarım. Toplantının uzadığının farkındayım ama CHP Meclis Üyesi Mithat Çelik bey uzun uzadıya anlattı. Ben o kadar uzun konuşmayacağım, kitabın ortasından konuşacağım. Mithat (Çelik) Bey'in nerede oturduğunu bilmiyorum. Hangi ilçede oturuyorsunuz? Oturduğunuz ilçede köy var mı öncelikle? Ben Silivri’de doğmuş, Silivri’de büyümüş, halihazırda da o bölgede yaşayan bir kardeşinizim. Bakın her ne kadar mahalle deseniz de, gelin ben sizi götüreyim Danamandıra'ya, gelin ben sizi götüreyim Akören'e, Çatalca'nın köylerine, Şile'nin köylerine, Beykoz'un köylerine, Tuzla'nın köylerine... Yani köy statüsünü koruyan, hala tarım ve hayvancılıkla iştigal eden, hala köy hayatının yaşandığı yerlere… Oradaki gençleri, oradaki köylüleri asgari ücretle fabrikada çalışmaya zorlayacak uygulamaların altına imza atmamamız gerekir. Tarımı, hayvancılığı, köylüyü desteklemek gerekir. Bakın İSKİ Genel Kurulu, su tarifelerini belirleme yetkisine sahip arkadaşlar. Hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin hem Milliyetçi Hareket Partisi’nin hem de AK Parti'nin şuan plan bütçe komisyonda bekleyen bir teklifi var. Ama şunu ifade etmek istiyorum; geçen gün bir hanımefendi Büyükçavuşlu Mahallemizde benim önümü çevirdi, ‘20 TL ödediğim su parası 80 TL geliyor evladım’ dedi. ‘Maydanoz ekiyorum, nane ekiyorum, marul ekiyorum onunla çocuklarımın harçlıklarını çıkarıyorum’ dedi. Ben de şunu söylüyorum; gelin buradan bize zimmet çıkar diye düşünmeyelim. Bu kararı uygulamaya geçirelim. Arkasından zaten Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı geçecek. Ekim ayına Kasım ayına kadar beklemek, oradaki köylüyü 5 ay daha cezalandırmak demek. Ama şunun sözünü bize verirseniz; geriye dönük fazla ödenen su faturalarını köylüye mahsup eder veya köylüye iade ederseniz, bunu konuşabiliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yönetimi sizde. Bu riski, bu kararı, köylüler için tarımsal üretim için almak zorundasınız. Topu taca atma, minderden kaçma gibi lüksünüz yok. Hamaset üretmeden bu kararın üzerinde durmaya, 6 ilçe 33 köyün yanında olmaya devam edeceğim.”  

Editör: TE Bilişim