İşte Işıklar’ın konuşmasından satır başları:
Ben Rıfat Bey’den durumu daha iyi kavramış ve daha dolu bir eleştiri konuşması beklerdim. Ancak beklediğimi bulamadım. Umarım bir sonraki yıl kendisini daha fazla geliştirerek daha iyi eleştiriler yapar diye bekliyorum.
Faaliyet raporunu 5193 sayılı belediye kanunu gereğince belli bir prosedür kapsamında hazırlıyoruz.
NASIL BAKARSANIZ ÖYLE GÖRÜRSÜNÜZ
Odanın içerisinden pencerenin camına bakarsanız camın buğusunu ve kirini görürsünüz. Eğer pencereden dışarıya bakarsanız da dışarısını görürsünüz. Rıfat Bey sadece cama bakıyor, biz ise pencereden dışarıya bakıp dışarısını görüyoruz. Aç pencereyi de bir dışarıya bak; 900 kilometrelik bir Silivri var. Aramızdaki fark bu..
HÜKÜMET BOĞAZIMIZI SIKIYOR
Başımızda boğazımızı sıkan bir hükümet var. Kısıtlanmış bütçe kaynaklarımız var. Biz öncelikle bunlarla boğuşuyoruz. Ben daha önce Demokrat Parti, Anavatan partisi ve Doğru Yol Partisi iktidarlarını da gördüm. Ancak hiçbir iktidar şimdiki gibi öl diyerek boğazımızı sıkmamıştı.
BU BÜTÇE SİLİVRİ’YE YAKIŞMIYOR
Ben belediyenin 156 milyonluk bütçesinin Silivri’ye yakışmadığını biliyorum. Ancak, bu bütçe nasıl artacak? Önce değeri olan bir kent oluşturacaksınız. Sonra da bu artışı adil bir biçimde dağıtacaksınız. İşte Esenyurt, işte Bahçeşehir… Burada kent rantının nasıl dağıtıldığını görüyoruz. Ağaoğlu, Velioğlu, Babaoğlu vb… İnsanların birbirinden haberdar bile olmadığı yığma ile oluşan çarpık bir kentleşme var. Silivri böyle mi olmalı sizce?
PLANLARIMIZI NİÇİN ONAYLAMIYORSUNUZ?
Silivri’nin tahmini bütçesi 156 milyon ancak gerçekleşen bütçesi 96 milyon. Peki bu bütçeyi nasıl büyütürsünüz? Cevabı belli; kent rantları yaratarak büyütürsünüz. Kent rantı nasıl yaratılır? İmar planları yaparak yaratılır. Bizim yaptığımız planlar açılmıyor. Her gün Büyükşehir’in kapısındayız. Bir planlamanın İBB Meclisi’nden geçmesi 2.5 sene sürüyor. Tarım ve sanayimiz, yani hizmet sektörü onaylanmayan bekletilen planlarla nasıl gelişecek? Nasıl zenginlik sağlayacak ilçeye?
SİLİVRİ’NİN ÜLKEDEKİ OLUMSUZ ŞARTLARDAN ETKİLENMEMESİ MÜMKÜN MÜ?
Türkiye’nin genel şartlarına bakıyoruz; bir rejim tartışması yaşanıyor. Peki Silivri’yi Türkiye’nin genel şartlarından nasıl soyutlayabiliriz?
Ve altını çizerek söylüyorum; bütün bunlara rağmen Silivri’nin merkezinde, beldelerinde ve köylerinde yapılan yatırımlara baktığımız zaman çok ciddi bir gelişme görüyoruz.
BU TOPRAKLARI YAĞMALATTIRMAMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ
Biz, belediyeciliği farklı bir tanıma sokuyoruz Belediyecilik artık dev binalar, dev AVM’ler yapmak her tarafa betonlar yığmak değildir. . Ben ömrümü verdiğim şehrin her sokağını adım adım biliyorum. Öncelikle kent kardeşliğini ve insan sıcaklığını bu şehre yaymak için çalışıyoruz. Silivri’de tarım sektörünün, çiftçinin ve köylünün önünü açabilmek için 5 yıldan bu yana projeler geliştiriyoruz. Rıfat Bey acaba bir kere gelip baktı mı ne yaptığımıza? Bakın burası çok önemli; biz, İstanbul’u mahfeden zihniyetten Silivri’yi korumaya çalışıyoruz. Ben, bazı durumlarda bir belediyenin yaptıklarından çok yaptırtmadıklarının daha önemli olduğunu söylüyorum. İşte biz Silivri’yi geleceğe bu değerleri koruyarak taşıyacağız. Betonlarla sahili ve denize kapatmak isteyen bir anlayışa, Esenyurt gibi şehrin her tarafını betonlara boğan bir anlayışa karşıyız. Bu toprakları yağmalattırmamak için uğraşıyoruz. İşte bu nedenle yaptırmadıklarımız, yaptıklarımızdan daha önemlidir.
OTOPARKI NİÇİN ENGELLEDİNİZ?
Gelelim otopark sorununa. Büyükşehir’e gidiyoruz ve 45 kamu kurumunun görüşü alınmak isteniyor. Doğal olarak İSKİ’ye de soruyorlar. Ve İSKİ “burada otopark uygun değildir” diye görüş veriyor. Bunu engellemekle elinize ne geçiyor? Bu 3.5 senemizi aldı…
ÜNİVERSİTELERİ NİÇİN ENGELLİYORSUNUZ?
Üniversite yerlerimiz… O arazileri planlara ünversite yeri olarak işledik. Eğer bunu yapmasaydık ileride farklı kişiler tarafından kişisel rant amaçlı olarak kullanılabilirdi. İşte biz bunu engelledik. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün; ama bir gün mutlaka buraya üniversite yapılacak. Yasalara ve yaptığımız planlara göre bu yerlerin üniversite dışında başka amaçlarla kullanılması mümkün değil. Bu kazanım değil midir? Bu geleceği yönetmek değil midir? Koskoca İstanbul Üniversitesi Rektörü ile koskoca Marmara Üniversitesi Rektörü ile kameralar önünde protokoller imzaladık. Ama ne oldu, gelmediler? Niçin gelmediler? İktidar sizsiniz, bunun sebebini de size sormak lazım… Yıldız Üniversitesi Rektörü ile iki defa gidip görüştük. Ancak adam açıp etrafına sorunca da bazı siyasetçiler “ne işin var Silivri’de“ dediği zaman da gelmiyorlar…
BORÇLANMAK ÇALIŞMAK DEMEKTİR
Belediyenin borçları var… Evet var… Sürdürülebilir bir borç demek çalışma ve üretme demektir. Dünyanın her yerinde ülkeleri şirketleri belediyeler borçlanır. Öder, yeniden borçlanır. Hiç borcu olmamak demek, çalışmamak ve yan gelip yatmak demektir…