Parayla itibar kazanılır mı?

Evet kazanılır…

Ancak kısmen ve bir yere kadar kazanılır.

Bir süre sonra parayla kazanılmaya çalışılan o itibar; bir noktanda sonra çatlar, patlar ve bozulur.
 
Kurucu Başkan Kadir Baran’ın vefatından sonra hızla itibar kaybeden Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği’nden (SİAD) bahsediyorum.

SİAD
Başkanı Hakan Kocabaş, hızla düşüşe geçen itibarlarını suni olarak yeniden derleyip toparlayabilmek için para karşılığı haber yaptığı bilinen bir gazeteyle anlaşmış.

O gazetenin çok sınırlı sayıda insana ulaşan yayınlarıyla derneğe yeninde itibar kazandırmaya çalışıyor.

Bana sorarsanız Kocabaş yağı bol bulmuş Araplar gibi boşuna para harcıyor.

Çünkü böyle devam ederlerse daha fazla itibar kaybedecekler.

Eğer ki eskiden itibarlı olan ancak son zamanlarda kötüye giden bir sivil toplum kuruluşunu yeniden itibarlı hale getirmek istiyorsanız her şey yöneticilerde biter diye düşünüyorum.

Siz esnafı dolandıran bir adamı Silivri SİAD yönetimine alacaksınız, o adama dürüst işadamlarını temsil ettireceksiniz, sık sık skandallarla anılır hale geleceksiniz, tarikatlarla ve cemaatlerle içli dışlı olacaksınız; ondan sonra bir gazeteye üç kuruş para verip bu olayları örtbas ettirerek itibar kazanmaya çalışacaksınız.

Hakan Kocabaş’ın bu uyguladığı sisteme kulağını tersten gösterme derler. Görevini yaparken titiz davranırsın, dernek yönetimini üçkağıtçı işadamlarından arındırırsın, cemaat ilişkilerini dernek içerisine sokmazsın olur biter…

İşte bu kadar…

Ne kadar basit değil mi?
 

Önceki gün SİAD’ın yeni üye katılım toplantısı vardı.

Derneği yıkayıp paklamak üzere anlaştıkları gazeteyi masalara çifter çifter dağıtıp işadamlarının gözüne sokarcasına ön plana çıkartmışlar.

Anlaştıkları gazetede 2 gün sonra toplantının haberini yayımlarken bir spot kullanmış; “Hakan Kocabaş üyelerin hassasiyetlerini vurguladı” diye.

Ben de şimdi buradan Kocabaş’a soruyorum;

Bu hassasiyetle arasında “üçkağıtçı olmamak” da var mı?

Evet var mı?

Ha üçkağıtçı mı var SİAD’da diye soracak olursanız onun da cevabını yukarıda vermiştim zaten.

Evet var…

Hem de yönetim kurulunda var…

Hem de Hakan Kocabaş tarafından bizzat seçilerek yönetime alındı.

Hem de üçkağıtçılık yaptığı bile bile alındı.

İşte ben “SİAD hızla itibar kaybediyor” derken bu ve buna benzer sebeplerden dolayı böyle düşünüyorum.

Ahlak Hakan Bey ahlak…

Ahlak…

Ahlak çok önemli…

Gazeteye para verip bu olayları örtbas ederek olmuyor bu işler…

Bak, bir başkası çıkıyor yazıveriyor işte…
 
Peki Hakan Bey’in ne yapması gerekiyor?

Şunu yapması gerekiyor…

SİAD Başkanı olarak, derneğin itibarını gözü gibi koruması gerekiyor.

Koruyor mu?

Hayır korumuyor.

Daha önce hiçbir sivil toplum kuruluşu deneyimi bulunmayan Hakan Kocabaş’ın yönetim şekli Silivri SİAD’a çok büyük zarar veriyor ve hızla itibar kaybettiriyor.

Dernek içten içe kaynıyor.

Birçok işadamı ve iş kadını da benim gibi düşünüyor ve bu eleştirilerini sağda solda yüksek sesle dile getiriyor.

Silivri SİAD, bu şekilde yaşadığı itibar erozyonu ile Türkiye’deki diğer SİAD’lar arasında da küçük düşüyor ve dedikodu malzemesi oluyor.

Silivri SİAD’ın kurucuları olan işadamları Yusuf Sarıbekir ve Kemal Aydınlıyurt gibi duayen isimlerin bu gidişata bir an önce el koymaları gerekiyor…

Vallahi de billahi de Kadir Baran’ın kemikleri sızlıyor…